Merhaba. İlk yazımda suluboya ile çizim yapmaya nasıl başladığımı, neden suluboyayı tercih ettiğimi anlatmak istedim. Sosyal medyanın bunun üzerinde tabi ki çok etkisi var. Youtube’da karşılaştığım videolar, Instagram’da gördüğüm illüstrasyon çalışmaları ilgimi çekiyordu. Daha çok, küçük nesne çizimleri, çiçek çizimleri gibi minimalist çalışmalar hoşuma gidiyordu.Tabi modern kaligrafi de ilgi odağım olmayı başarmıştı o zamanlar. İlk başta suluboya kalemleriyle yazılar yazmaya başladım ama istediğimin o olmadığını kısa sürede fark ettim, sanırım daha fazlasını istiyordum.

Please scroll down or click for English

Gerçek bir suluboya -bir çok tanıdığım okul suluboyası ile boyayacağımı sanmıştı- temin edip bir şeyler boyamayı  denemek istedim. Çeşitli bloglar gezdim, youtube’da bir sürü video izledim ve ilk suluboya markamı tavsiyeler üzerine seçtim. Başlangıç için gerçekten çok iyi bir tavsiyeymiş bunu sonradan anladım. Daha sonra başka bir yazımda yeni başlayanlar için suluboya malzemeleri hakkında önerilerimi paylaşacağım.

Malzemelere erişimim çok zor olmadı. Neredeyse İstanbul’da yaşayan herkesin bildiği, Sirkeci’de bulunan  Hakikat Sanat malzemeleri mağazasından ilk suluboyamı, suluboya kağıdımı ve fırçalarımı aldım. Instagramdan gördüğüm basit çizimleri, Pinterestten bulduğum çalışmaları taklit ederek renklere karıştım.

Şimdi kısa bir zamanmış  gibi anlatsam da baya uzun bir zaman dilimini kapsıyor bu anlattıklarım. Kendime zaman ayırmak, eskiden beri hayalim olan resim yapabilmek, sanatın bir dalı ile haşır neşir olmak çok hoşuma gidiyordu. Her geçen gün daha fazlasını yapmak istedim. Artık başka çizimleri taklit etmek değil, kendi gördüklerimi kağıda geçirmek istiyordum. Bu aşama sandığımdan biraz daha uzun ve meşakkatli oldu. Suluboya ile boyamaya geçmeden önce gördüklerimi  kara kalem ile çizebilmem gerekiyordu. Sanırım herkesin zorlandığı kısım burası. Ama bunun da kolay yöntemleri var tabi ki. İzlediğim videolar ile perspektif çalışmalarına başladım. Dışarda gezerken, evde otururken etrafımdaki her şeye ‘bunu nasıl çizebilirim?’ gözüyle bakmaya başladım. Kendi kendime gördüğüm ve çizmeye karar verdiğim nesnelerin veya manzaraların ‘Hangi kısmını çizmek daha kolay olur? Ne taraftan çizersem daha estetik durur?’ gibi sorular sormaya başladım. Gördüklerimin ve çizmeye karar verdiklerimin tek tek fotoğraflarını çekmeye başladım. Bunu yapmaya hala devam ediyorum ve edeceğim. Bu sebeple gördüklerime daha dikkatli bakmaya başladım diyebilirim. Gezmek ve görmek bu şekilde daha eğlenceli ve anlamlı oluyor. Resim çiziyor olmanın bana kattığı en güzel şeylerden biri bu diyebilirim. Bakmak ve görmek arasındaki farkı idrak edebilmek.

Gelelim suluboya maceramın en güzel kısmına. Kendi kendime çizim çalışmaları yaparken internette karşıma İstanbul Tasarım merkezinin suluboya atölyeleri çıktı. Yaklaşık 2 ay boyunca haftada bir gün olmak üzere kıymetli hocam Ahmet Öğreten ile suluboya çalışmak  nasip oldu. Atölyede suluboyaya yeni başlayanlar da , yıllardır suluboya ile uğraşanlar da vardı. Suluboya atölyesine katılmak isteyen herkese tavsiye ederim. Renkleri kullanmam konusunda bana cesaret veren, çevremdeki ağaçlara ve renklere daha dikkatli bakmamı  sağlayan hocama çok teşekkür ederim.

Bundan sonraki süreçte İstanbul’da olmayacağım için atölyeye katılamadım. Şimdi etrafımdakilere bakmaya ve onları çizmeye başka bir ülkede başka bir şehirde devam ediyorum. Hayatımın bu aşamasında daha güzel renklerle ve çizgilerle buluşma ümidi ile yazıma burada son veriyorum.

Sizler de en baştan başlarken zorlanabilirsiniz, yapamadığınızı düşünebilirsiniz. Ama emin olun her şeyde olduğu gibi, yeterince zaman ayırdıktan sonra, çok istedikten sonra devamı  geliyor.

ENG

Hi! In my first blog post, I wanted to explain how I started painting with watercolors and why I preferred watercolor. Of course, social media has a lot of effect on my interest. At the begining, the videos I watched on Youtube and the illustration works I saw on Instagram were among the things I was interested in. I liked the minimalist works like small object drawings and flower drawings. Of course, modern calligraphy was the focus of my attention at that time. At first I started writing something with watercolor pens, but then I realized that it wasn’t exactly what I wanted, I think I wanted more.

I wanted to get a real watercolor – many of my friends thought I would paint with school watercolors – and try to paint something. I visited various blogs, watched a lot of videos on youtube and chose my first watercolor brand on recommendations. I realized that this advice was really good for a good start. Then, in another blog post , I will share my suggestions about watercolor materials for beginners.

My access to the materials was not very difficult. I bought my first watercolor, watercolor paper and brushes from the Hakikat Art Equipments Store in Sirkeci, which is known to most people living in Istanbul. I dipped into the colors by doing the same like the simple drawings I saw on Instagram and the works I found in Pinterest.

Although it seems like a short time when I talk about it now, it covers a very long time period. I liked to take time for myself, to be able to paint, which has been my dream for a long time, and to engage with a branch of art. Every day I wanted to do a little more. After a while, I did not want to imitate other drawings, but to put what I saw on paper. This stage was a little longer and harder than I thought. Before I started painting with watercolor, I had to be able to draw what I saw with a pencil. I think this is the part that everyone has a hard time getting started with, but of course there are easy methods. I started perspective work with the videos I watched. While I was traveling outside and sitting at home, I started to look at everything around me with the eyes of “how can I draw this?”. For the objects and scenes that I saw, I started asking myself questions like: Which part of it would be easier to draw? From which side I should start drawing to capture aesthetics?I started to take photos of what I saw and decided to draw. I still keep doing this and I will. For this reason, I can say that I started to look more carefully at what I saw. Traveling and seeing is more fun and meaningful in this way. This is one of the best things that drawing has added to me. To be able to realize the difference between looking and seeing.

Let’s come to the most beautiful part of my watercolor adventure. While I was drawing on my own, I came across watercolor workshops of Istanbul Design Center. For about two months once in a week, I participated in watercolor works with my precious teacher Ahmet Ogreten. In the workshop, there were both new beginners and the ones who had worked with watercolors for years. I recommend  it to the ones who want to attend the watercolor workshop. I have special thanks for my teacher who encouraged me for using colors and helped me look to trees and colors around me more carefully.

Since I was not in Istanbul in the next period, I could not attend the workshop. Now I continue to look at the things around me and draw them in another country in another city. At this stage of my life, I end my post here with the hope of meeting more beautiful colors and lines.

You may also have difficulty in starting from the beginning and you may think that you cannot.  However, make sure that it will continue -as everything does- if you take time off and set your heart on it.